Cumhurbaşkanı bugünkü programlarını İstanbul’da sürdürdü.
Cuma namazını Üsküdar’daki Hz. Ali Camisi’nde kılan Cumhurbaşkanı Erdoğan daha sonra Lütfi Kırdar Uluslararası Kongre ve Sergi Sarayı’na geçti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, burada Albaraka İslami Finans Zirvesi’ne katıldı.
Net mesajlar verdi
Zirvede konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin yeni dönemdeki istikametine yönelik önemli mesajlar verdi.
Erdoğan konuşamasında İsrail’in Gazze’de sürdürdüğü soykırıma ilişkinde önemli açıklamalarda bulundu.
“Kaos dünyanın rengi haline geldi”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Kaos dünyanın rengi haline geldi. Uluslararası sistemde denge kaybolmuştur” ifadelerini kullandı.
Dünyada gelir adaletinin bozulduğunu söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Dünyadaki en zengin yüzde 1’lik kesimi toplam küresel servetin neredeyse yarısına sahip” tepkisinde bulundu.
“Türkiye’ye güvenen hiç kimse pişman olmadı”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “İstanbul’u küresel finans ve katılım finans merkezi yapacağız.Türkiye’ye güvenen hiç kimse pişman olmadı” dedi.
“İstanbul’u finans merkezi yapacağız”
Ekonomik hedefleri açıklayan Erdoğan, “İstanbul’u küresel finans ve katılım finans merkezi yapacağız” vurgusu yaptı
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açıklamalarından öne çıkan satır başları şu şekilde:
Türkiye Albaraka zirvelerine ilk kez ev sahipliği yapıyor. İslam ekonomisine dair küresel düzeyde öngörüler, temel yapı taşları ve ihtiyaçlar temasıyla düzenlenen bu seneki zirvenin başarılı geçmesinin sektörümüz açısından hayırlara vesile olmasını diliyorum. Dünyanın 75 farklı ülkesinden yaklaşık 1500’den fazla katılımcıyı inşallah münasebetiyle Türkiye’de misafir edeceğiz. Seçkin isimleri, yatırımcıları, yöneticileri ve uzmanları bir araya getiren zirvenin ülkemizde İslami finans ve katılım sektörünün büyümesine ivme kazandıracağına inanıyorum. İki gün boyunca zirvede konuşulacak, tartışılacak başlıklara baktığımızda kapsamlı bir hazırlığın yapıldığını görüyoruz. İslam ekonomisinin tarihi serencamından ahlaki ilkelerine, İslami yatırım araçlarından sürdürülebilir büyümeye, kar odaklı teşebbüslerden vakıf ve zekat müessesesine kadar geniş bir yelpazede belirlenen paneller yol gösterici tartışmalara zemin olacaktır. Kıymetli fikirleriyle zirveye katkı sunan tüm katılımcılara şimdiden teşekkür ediyorum.
Az önceki konuşmasını ilgiyle dinlediğim Abdullah Kamil kardeşimi Albaraka İstanbul Zirvesi için yürekten tebrik ediyorum. Böyle bir zirvenin ülkemizde düzenlenmesi ayrıca önemlidir. Doğu-batı arasında tarih boyunca ticari ve beşeri köprü vazifesi üstlenen Türkiye finansal piyasalar arasında da aynı rolü oynamaya başladı. Geçen sene hizmete açtığımız İstanbul Finans Merkezi bu çabalarımızın ve vizyonumuzun adeta bir sembolü oldu. İstanbul’un finans ve İslami finans alanında büyük bir potansiyele sahip olduğunu uluslararası yatırımcılar da tasdik ediyor. Albaraka Zirvesi inşallah İstanbul’un bölgesel finans merkezi konumunu küresel düzeye çıkarmaya matuf çabalarımızı destekleyecektir. Zirvenin İslami ekonomi sisteminin temel taşı olarak İslami finansın etik standartlarının daha iyi anlaşılmasına vesile olacağını düşünüyorum. Bunun yanında global ölçekte İslam ekonomisine yönelik hizmet ve ürün pazarlarının keşfedilmesine zirvenin yardımcı olacağı kanaatindeyim. Zirvenin şimdiden hayırlara vesile olmasını temenni ediyorum.
Son yıllarda dünyamız köklü bir dönüşüm sürecinden geçiyor. 2. Dünya Savaşı sonrası kurulan ekonomik, askeri ve siyasi sistemin temelleri her yeni gelişmeyle birlikte daha şiddetli sarsılıyor. Şunu çok net görebiliyoruz, uluslararası sistemde denge kaybolmuş, belirsizlik artmış, istikrarsızlık ve kaos dünyanın hakim rengi haline gelmiştir. Koronavirüs salgınının yol açtığı tahribatın enkazı kaldırılmadan Rusya-Ukrayna savaşı patlak vermiş bunu 7 Ekim’de Gazze krizi izlemiştir. İsrail’in yaklaşık 8 aydır tüm insanlığın gözü önünde Gazze’de işlediği toplu katliamlar küresel düzenin acziyetini gözler önüne sermiş, mevcut kurumlara olan güveni sarsmıştır. Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi başta olmak üzere dünyada nizamı sağlamakla mükellef yapıların adaletsiz ve çarpık karakteri bir kez daha ortaya çıkmıştır. Açıkça ifade etmek gerekirse şu an dünyada mazlumu koruyacak, zalimi durduracak, zulmün önüne geçecek bir kurumsal mekanizma yoktur. Küresel güvenliğin teminatı olarak yıllardır bize anlatılan kurumlar büyük bir zaaf içindedir. Eski hal muhal ya yeni hal ya izmihlal bu sözün adım adım gerçeğe dönüşmeye başladığına şahitlik ediyoruz.
Türkiye olarak uzun süredir bu duruma dikkat çekmekteyiz. Küresel sistemin tüm unsurlarıyla günümüzün gerçeklerine göre yeniden dizayn edilmesi gerektiğini söylüyoruz. Dünya 5’ten büyüktür tespitimiz sistemin değişmesine olan acil ihtiyacı göstermektedir. Rusya-Ukrayna savaşı ve Gazze soykırımı ile birlikte artık bu kaçınılmaz bir hal almıştır. Şunu görmek ve kabullenmek mecburiyetindeyiz. Dünyanın devasa bir köye döndüğü günümüzde sınırlar ve mesafeler bizi koruyamaz. Afrika’da onca yeraltı kaynağına rağmen insanlar açlıktan ölüyorsa, Suriye’de, Sudan’da, Yemen’de, kan akmaya devam ediyorsa Gazze’de 35 bin 600 masum insan acımasızca katlediliyorsa, medeniyetlerin beşiği Akdeniz mülteci kabristanına dönüşmüşse, her yıl binlerce umut yolcusu son nefesini çöllerde, dağlarda veriyorsa kusura bakmayın kimse kendini emniyette hissedemez, gece başını yastığa rahat koyamaz.
Ayrıntılar geliyor…